Henüz anılan bir şey değilken, şüphesiz ki insanın üzerinden çok uzun bir süre geçti! ( İnsan Suresi 1.ayet )
Çekilen onca ıstıraptan sonra yok olan yaşamlar ve bir anda insanlığın tepesine çöken karabulutlar…
Nice hastalıklara katlandı insanlık; etrafı ölüm dikenleriyle kaplı virüslere, doğanın ölüme götüren yolları içinde çareler aradı ölmemek için; Ya o başardı ya da başarmak için yaratılmıştı zaten...
Aslında kafasında beliren dikenlerdi insanı ölüme götüren; kin, nefret, kötülük, hırs ve vahşet…
Kendi elleriyle kurduğu düzenini yeniden bozuyordu insanoğlu; Yarattığı efendilerinin verdiği kılıç ve giydirdiği zırhla koruduğu düzeni. Eskide direnmek neye yarar ki, başka seçenek yok; Özgürlük mü, ölüm mü? En kolay feda ettiği şeyi bu kez de ölmemek için veriyordu insanoğlu. Ama yine de şanslıydı; Maarratu’n-Numan’da(1) hem cinslerini kaynatan, çocukları şişe geçiren, ateşte pişirip yiyen haçlı muhafızlar, bu kez sadece özgürlüğünü istedi ondan.
Yaklaşmaması gereken ağaca tırmanmadan önce medeniyetin temsilcisiydi kıyafet. Şimdi çıplak ve çaresiz kaldı insan, görünen o ki, kendisini korusun diye elbisesini verdiği muhafız, elindeki haç adına öldürmemek için son darbesini de vuruyor insanlığa...
İyi Temaşalar Dilerim.
Hasan Algül
-------
(1) Haçlılar Antakya'yı aldıktan sonra bir müddet burada kalarak at, yiyecek ve iașe tedariki için uğraş verdiler. Bu tedariki sağlamak için yakınlarda olan Arap yerleşkelerine saldırılarda bulundular. Bu saldırıların birisi Maarratu'n-Numan'a yapıldı Haçlı kronikleri burada Haçlıların ölen Müslümanların bedenlerini yediklerinden bahsetmiştir.[16] Haçlılar Müslüman yetişkinleri kaynatıp çorba yapmak, Müslüman çocukları şişe geçirip ateşte pişirmek ve yemek dahil olmak üzere son derece korkunç bir saldırı gerçekleştirdiler. Bu dönemdeki Haçlı yamyamlığı hem Frank hem de Arap raporları tarafından doğrulanıyor.
Comments