top of page

Mükemmel Günler | 2023 | Film Yorumu

  • Yazarın fotoğrafı: Emre Özer
    Emre Özer
  • 21 Nis 2024
  • 2 dakikada okunur

Işık, Gölge ve Mükemmel Günler


Yaşamın kaynaklarından biri olarak kabul edilen ışık, gündelik hayatta farkına varamadığımız bir gerçek.


Gölge ise; ışıkla aydınlatılmış objelerin ters tarafına düşen karaltı olarak tanımlanabilir.


Işık ve gölge karşıt olarak görülür ve ışık olmadan gölge var olamaz. Bu yüzden de gölge, her zaman bir varlığın göstergesidir.


İnsan hareket ettiğinde gölgesi onu takip eder ve böylece temel bir metafizik karşıtlığı içinde barındırmış olur: gerçek ve gerçek dışı...


Işık ve gölgenin ikiliği, aynı zamanda psikolojide, bilinç ve bilinçaltının ikiliği anlamına gelir. Buna göre insan, ışık ve gölge, bilinç ve bilinçaltı arasında yarı aydınlık bir değerde yaşar.


Filmimizin baş karakteri Hirayama, bilinç altında biriktirdiği gölgelerle yüzleşmiş ve bu deneyimlerden güzel dersler çıkararak bilinçli bir tercihle Tokyo’da görev yapan bir tuvalet temizlikçisidir. Hirayama, günlük rutinleri ve minimal yaşam tercihleri arasında boğulmadan ışığın, yani hayatın kendisine sunduklarıyla “kendini mutlu hisseden” biridir. Her sabah gün ışığının karşısına geçip temiz havayı soluması ve her öğlen gittiği parkta yaprakların arasından filtrelenerek geçen gün ışığıyla (Japonlar buna “komorebi” diyorlarmış) buluşması, aslında bize “siz de bunların farkına varın” mesajını vermektedir.


Hirayama'nın, sıkça yaptığı bisiklet turlarında rüzgarı ve güneşi hissederken, yönetmenin kadrajda, her sabah Tokyo'nun "simgesi" haline "getirilmiş!" Skytree kulesini, yoğun trafiği, yüksek binaları ve gelişmiş otoyol ağlarını gösteriyor olması, Hirayama'ya, doğa ve beton arasındaki savaşta adeta bir Don Kişot rolü biçmektedir. Bu savaşı, yine Hirayama'nın Spotify'a karşı 60'lı ve 70'li yıllara ait şarkıları içeren kasetleri dinlemesinde ve fotoğraf çekmek için eski tip bir makine kullanmasında görmemiz mümkündür.


Filmde, içlerindeki karanlığın esiri olup yaşamı ıskalayan ve gölgenin temsilcisi olan iki ayrı karakteri tanıtmamız gerekiyor. Bunlardan biri Hirayama’nın mesai arkadaşı Takashi. Takashi sık sık “Paran yoksa aşık bile olamıyorsun” diye yakınır ve sanki içinde oluşturduğu derin karanlığın esiri gibidir. Diğer karakter ise Tomoyama’dır. Tomoyama, eşinden ayrılmaya dayanamayıp ruhundaki karanlıktan çıkış yolu bulamadığı için intihar etmeyi düşünen bir karakterdir. İkisinin ortak noktası, Hirayama ile karşılaşmalarıdır. Takashi’ye cebindeki son parayı vererek geçici bir hazza erişmesini sağlaması ve Tomoyama ile “gölge yakalama oyunu” oynarken gölgelerinin üst üste gelmesine rağmen daha koyu olamayacaklarını vurgulayarak, aslında oluşturduğumuz gölgelerin ne kadar sahte olduğunu anlatmasıdır.



Hirayama, bir nevi kendisinin geçmişini temsil eden yeğeni Nina'ya şöyle der: "Dünya içinde bin türlü Dünya vardır.". Bu söz, geçmişte yaşanan farklılıkları kabullenip onlarla barışık olmayanların geleceklerine yön veremeyeceklerini anlatır. Hirayama, izleyiciye adeta "kendi gölgelerinizin farkına varın" mesajını iletmektedir.


Hirayama'nın özelinde sergilenen karakterin, modern! dünyanın göz ardı ettiği birçok şeyin kıymetini bilmemize vesile olacağını ve insana kendi değerini tekrar hatırlatacağını düşünüyorum.


İyi seyirler dilerim.


Not : Aynı yönetmenin çektiği ve sitemizde Dilek Buz tarafından yorumlanan "Toprağın Tuzu" adlı belgeseli de ilgi duyanlara tavsiye ederim.


Emre Özer

20.04.2024













1 Comment

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Guest
Sep 17, 2024
Rated 5 out of 5 stars.

harika

Like
Yazı: Blog2 Post

©2021- Kumkuva.

bottom of page