Varlık olarak insanın en bilinmezi iç dünyası. İnsanın kalbinin derinliklerinde ne olduğunu bilmek gerçekten zor. Hatta kişi kendi iç dünyasındaki yalanla gerçeği çoğu zaman kendisi bile ayırt edemiyor.
Filmin kahramanlarından küçük kız Clara da böylesi bir durumu yansıtmakta. Film boyunca Clara’nın zihninin arka planını bilen bir izleyici olarak Lucas’a yapılanın yanlış olduğunu hepimiz biliriz. Ancak gerçekte benzer bir olay yakınımızda yaşanınca nasıl bir tepki veririz? Kuvvetle muhtemel filmdeki kasaba sakinleri gibi davranacağımızı söylemek zor değil. Burada karşımıza çıkan ve sıradan bir zihinle hemen suçlama eğilimine bizi iten neden nedir? Biraz bunun üzerinde durmak gerekir. Hemen hemen toplumdan topluma değişmeyen bir durum bu. Buna iten temel güdünün zarardan kaçınma, korunma güdüsü ve en temelde yaşamı sürdürme güdüsü olduğunu düşünüyorum. Tüm canlılarda, zarardan kaçınma ve yaşamı sürdürme arzusu en temel ve ilkel bir güdüdür. Buna insan da dahildir. Vahşi doğada bir kurt sürüsü ya yaşamı için gereken besini temin etme ya da canına bir zarar gelme ihtimaline karşı saldırıya geçer. Tıpkı bunun gibi insanlar da büyük olasılıkla bu güdü ile benzer durumlarda benzer tepkiler verir.
Clara örneğinde olduğu gibi insanın ilk aklına gelen kendi çocuklarıdır ve on ihtimalden birinde bile zarar görme ihtimali varsa kanaatini tek ihtimalden yana kullanır; koruma güdüsüyle hemen yargılar, sonuca ulaşır ve toplumundan uzaklaştırarak onu yok etmek ister. Kendimizi medeni, modern zannediyorken bir bakmışız kolayca ilkel yanımızı çalıştırmışız ve buna bizzat tanıklık etmişiz… Lucas’a ilkel tepki veren sıradan kasaba sakinlerini filmi izlediğimizde görüyoruz. Her birimiz aslında o sıradan kasaba sakinleriyiz. Çok uzağında olmadığımız açık. Zihnimizi işlemez hale getiren temel güdülere hükmedebilmek, doğru sonuca ulaşabilmek, hayli emek ve mücadele istiyor.
İşin yargılayan tarafında olduğumuzda oldukça kolay bir şekilde ilkel güdümüze uyarken, yargılanan ve dışlanıp yok edilmek istenen tarafa geçtiğimizde ise insan zihni yine ilkel güdüsüyle bu sefer tersinden kendisini korumaya geçiyor. Eğer suçlanan kişi esasen masumsa bunun mücadelesini canı pahasına veriyor. Lucas da marketten alışveriş yaparken bunun mücadelesini veriyor.
Peki ilkel yanımızın ilkel dürtülerine muhatap olduğumuzda yapmamız gereken nedir?
Öncelikle bu dürtünün farkına varmak ve ilkel yanımızın varlığını kabullenmekle iş başlıyor. İnsan en önce bu ilkel zaafının varlığını kabul etmekle işe başlamalı, kendini tanımalı ve bu yanına gerektiğinde dur demesini bilmelidir.
Günümüz reklam teknikleri, siyasi propagandalar dahası insanları bir yöne kanalize etmek istenen her durumda ilkel yanımıza yönelik çalışıldığını fark ediyoruz. Korkutulan balık sürüsünün büyük balık ağına yönlendirilmesi gibi insanların da yönlendirilmek istendiği yönü fark etmesi, yukarıda ifade edildiği üzere ilkel dürtülerimizi tanımaktan ve onun bize verdiği vehimlerden korunmaktan geçiyor. İnsanı insan yapan da bu farkındalık değil mi?
Lucas’ın başına gelenler minvalinde kendi yaşamımızda kendi yargılamalarımızı nasıl yaptığımızı ve nasıl sonuca ulaştığımızı bir kez daha uzun uzun düşünmelidir.
İyi Seyirler Dilerim
Av.Mehmet Fatih Algül
Comments