top of page
Dilek Buz

Tatar Çölü | Dino Buzzati | Kitap Tanıtımı

Umduğumuz hayat ile yaşadığımız hayatın amansız çelişkisi kaçınılmazdır. Neredeyse hiç kimse, düşündeki hayatın kenarına bile yaklaşamaz. Ömür boyu ardından koşulan hayaller, serap misali kaybolup gider de geriye koca bir boşluk bırakır. Bu acı gerçeği, ölmeden önce her fani tecrübe eder sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tarih, hayallerinin peşinde kaybolan milyonlarla doludur.


İtalyan yazar Dino Buzatti tarafından kaleme alınan ve 1940 yılında yayınlanan “Tatar Çölü” isimli roman, kendi döneminden başlayarak bugüne kadar edebiyat camiasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. Gizem, gerilim ve merak duygularını roman boyunca hiç kaybetmeyen okuyucu, roman bittiğinde acı verici gerçekle yüzleşmek zorundadır. Basit bir asker/kale hikayesine sığan inanılmaz yoğunlukta yaşanan inat, sabır ve zaman yarışında kaybeden romanın kahramanı mı yoksa okuyucunun bizzat kendisi mi ikilemini görüyoruz. Eser, “En kahraman olanlarımız için bile gerçek zafer, sadece kaderin elindedir” dedirtiyor adeta.


Drago, genç ve geleceği parlak bir askerdir. Zorlu bir yolculuktan sonra ulaştığı kalede karşılaştığı tüm tuhaflıklara rağmen kendisine sunulan görevi kabul eder. Hem de yol boyunca karşılaştığı kişilerin ve kale içindeki bazı dostlarının : “kaleye giren bir daha çıkamaz, kaderi kale olur, kaleye alışmadan hemen orayı terk et” uyarılarına rağmen. Kaderine, iradesine, kendisine güvenen Drago, görev süresi bitince mutlak surette kaleden ayrılacağından emindir. Ama bilmediği ve tanık oldukça etkisinden kurtulamayacağı esrarengiz saldırılar onu kaleye daha çok bağlar. Zira kale, sınırdaki Tatar çölünden geçmişte korkunç saldırılara uğramıştır. Şimdi ise düşman hayaletleri kaleyi sürekli işgalle tehdit ediyordur. Bu bitmeyen tacizler ve aklını kaybetmek üzere olan kale sakinleri, her kaleden ayılmak istediğinde ona mani olacak ve Dragonun kaderi, gencecik girdiği kaleden bir daha çıkamamak olacaktır.


Tercih ettiğimiz her hayat kalemizdi/esaretimizdi aslında. Bunu fark ettiğimizde ise her daim iş işten geçmiş oluyordu. Sermaye biriktirmek için yurtdışına gidenler, makam bulmak için parti kapılarından geçenler, şöhret için cambazlık edip ip üstünde yürüyenler, fikirleri için dava yoluna girip kaybolanlar… Her biri Drago gibi kendine güvenerek başlamıştı hayata ama yine Drago gibi hayata esir olmuşlardı.


Bu kitap bir farkındalık kitabıdır. Hayat kalesinde kaybolmuşları, kendilerini keşfetmeye davet ediyor. Kurtulmak mı? Çoğu kişi için imkansız ama belki sizin için bir ihtimal vardır.


İyi okumalar.


Dilek Buz



102 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 comentario

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
taksoy33
taksoy33
18 jul 2021

Konusu çok ilgi çekici ve gerçekçi.

Me gusta
Yazı: Blog2 Post
bottom of page