Esty’nin değil dinle kandırılıp karanlığa hapsedilmiş, bilgiden kültürden alıkonulmuş bütün kadınların dramı o sahne. O kesim, bunu izlemeyecek tabii ki biliyorum. Bu yazıyı da okumayacak. Onların okuyacağı izleyeceği şeyleri onlar seçmiyor çünkü. Hocaları söylüyor, yazıyor, izletiyor. Bütün gündemleri, hayalleri, dinleri hocalarınınkini aşmıyor, aşamıyor. Esty’nin isyanı dine değil bunu görmek lazım. Esty, dindar bir kadın. Fakat ona dayatılan din hak değil. Fıtrata muhalif. Ondan kadınlığını ortaya çıkarmamasını ama kadınlığını sere serpe kocasının önüne sermesini isteyen hasta bir kafa. Hasidi(k) kafa. Bizdekiler de aynısı.
Berlin’de sosyeteye karışan ester bir mucize yaşar. Filmin ana temasını oluşturan durumun tam aksi yaşanır. Ona sevgiyle yaklaşan, kadın olduğunu nazikçe hissettiren bir erkekle yatar. O esnada hiçbir acı duymaz. Bu sahne de o zihniyete balyoz gibi iniyor. “Kadına kadın gibi davranmayanlar, onlardan kadın gibi davranmasını beklemeyin.”
Dizinin sonunda Ester, ses yetenek testini babaannesinden öğrendiği bir şarkıyla geçiyor. Onu sınava sokan hocaların hiçbiri “bu dini bir şarkı, bu olmaz” demiyor. “Ey geri kafalı dindarlar. Siz düşman yaratıyorsunuz ama yarattığınız düşmanlar size merhametle yaklaşıyor” mesajı yıldırım gibi çakıyor sahnede.
Esty’nin kocası o yarışmaya uzaktan seyirci olarak geliyor. Sonrasında özür diliyor. Yanki'nin son hamlesi zülüflerini kesmek oluyor ki bu bizim kültürde cübbesini yere çalmaktan farksız bir hareket. Yanki, burada Esty'nin kaderiyle buluşuyor.
Bütün dini öğretilerini aşkı uğruna yere çalıyor. Ester bunun değerli bir hareket olduğunu görüyor belki fakat onunla dönmeyi reddediyor. Çünkü Esty o cemaate dönerse bir daha asla kendisi olamayacağını, Esty Şapiro’nun kimliğinin cemaat kazanında eriyip gideceğini biliyor. Dört bölümlük uzun sinema, mini dizi bize bir hakikati fısıldıyor:
“İnsanın yarattığı din ölür ama Allah’ın yarattığı insan yaşar”.
İyi Seyirler Dilerim...
Ahmet Bayraktar
Not : 4 bölümden oluşan kritiğin 4. ve son bölümüdür.
Comments