"– Anne sürekli ne derdi? Söyle.
+ Anneler her şeyi halleder.
– O değil, diğeri.
+ Çözüm bul.
– Kesinlikle."
Ne Anneler var gördünüz mü?! Öyle coğrafya bizim kaderimizdir kızım, başa gelen çekilir dememiş filmin cevval Hanım’ı Halla’ya… Ama ne coğrafya kardeşim! Demek ki daha hala doğasının üzerinden buldozer geçip bekâreti bozulmamış İrlanda’nın… Çünkü tüm uyuyanları uyandırmak isteyen bir “uyanık” varmış içlerinde. Bakalım ne öğretmiş bu “uyanık” bizlere;
**Sanatçı ve savaşçı ruh aynı bünyede bulunur, hiç de bir sorun olmaz. Çünkü savaş da bir yönüyle sanattır. ( Halla’nın Uzakdoğu sporlarıyla uğraşırken arka plandaki Gandi ve Mandela resimleri. Yeri gelmişken Sun Tzu’nun yattığı yerden kulakları çınlasın. )
**Her akıllı telefon, yanınızda gönüllü olarak taşıdığınız birer casustur. ( Kimse whatsapp’ı silerek, bu satırları yazdığım modern kıraathanenin sahibine had bildirdiğini sanmasın! )
**Kendiyle barışık olanlar, isterlerse doğayla da barışık olabilirler. Çünkü insanın ait olduğu yer toprağın rahmidir ve siz annenize vardığınızda sizi asla inkâr etmez. ( Film boyunca Halla’nın doğanın bir parçası olduğuna dair vurgular. Gübrenin içine ve ölmüş dağ keçisinin postuna saklanması – drone’a yakalanmamak için nehrin içine gizlenmesi – evlatlık kızına ait resmi kara yosununun içine gömmesi vb. metaforlar…)
**Müslüman bir ülkeden Avrupa’ya seyahate giden herhangi bir kişi, bir Avrupalı için potansiyel bir “tehlike”dir. ( Bahtsız bedevi gibi filmin başından sonuna kadar “suçlu” damgası yiyen Mısırlı mülteci )
**Yeryüzünde manifestoyu sadece Karl Marx amca yazmamıştır. Ayrıca Manifesto öyle değil böyle de yazılabilir;
“Zaman kaybetmeden uyanmalısınız, ve bu işletmeleri engellemek için tüm gücünüzü kullanmalısınız. Bu, onların anladığı tek dil. Bu büyük, çok uluslu işletmeler ancak bu şekilde anlar. Onlar daima doğaya ve insanlığa karşı saldırı halindedir. Küresel ısınmayı tetikleyen ve doğaya karşı yürütülen bu vandalizm insanlığa ve dünya üzerindeki yaşama karşı işlenen bir suçtur. Bu çok uluslu yapıların şeytani güçleri karşısında demokrasi, çok aşikâr bir şekilde çaresiz kalmıştır. Ama buradaki kanunlar.. İnsanların yasalarından da üstün yasalar vardır. Geçmişten gelen yasalar. Bu yasalar ki gelecekte de varlığını sürdürecektir. Bizim sorumluluğumuz, hayatı ve nesillerin geleceğini korumaktır. Bizim kuşağımız, bu görev için ve yeryüzüne karşı bu savaşı durdurmak için en güçlü kuşaktır. Çocuklarımız ve torunlarımız hiçbir şeyi değiştiremezler. Onlar için çok geç olacak. Bugün, harekete geçmenin tam zamanı.
İmza: Dağların Kadını"
İyi Seyirler Dilerim
Emre Özer | 01.02.2021
Comments