top of page
Yazarın fotoğrafıEmre Özer

Çikolota | 2000 | Film Kritiği


1959 yılında ufak bir Fransız Kasabasında geçen film, kasaba dışından gelen Anne ( Vianne ) ve kızının ( Anouk ) kasabada çikolata dükkânı açmasıyla başlayan olayları konu ediniyor.


Kasaba halkı son derece tutucudur ve Hristiyanlıktaki Büyük Perhiz ( Bizdeki Ramazan Bayramı ) öncesi yaklaşık 6 hafta sürecek dini dönemi ( bizdeki Ramazan ayı ) yaşamaktadırlar. Bu süre boyunca kasaba halkı; Paskalya için dua ederek, bedeni alçaltarak, günahlardan tövbe ederek, günde bir öğün ( akşam ) yemeği yiyerek ve benliklerini inkâr yoluyla kendilerini Büyük Perhiz’e hazırlamaktadır. Buraya kadar her şey, dinin toplum üzerindeki ağırlığının tüm fonksiyonlarıyla hissettirildiği ve hayatın sadece siyah ve beyazdan oluştuğu bir yapıdadır denebilir. Kasabada kurulu düzeninin baş aktörü Belediye Başkanı Comte De Reynaud’tur ve Pazar ayinlerinde verilecek vaaz da dahil olmak üzere kasabanın her şeyine müdahil olmaktadır.


Tanrı’nın buyruklarını, Kilisede anlatılanlardan ibaret sananlar için siyah ve beyaz kadar keskin ve net kurallara uymak, “bir şeye veya bir yere ait olup kurtulmak” anlamına gelmektedir.


Hâlbuki cennette yasak elmayı yiyerek başladığımız hayat yolculuğu; biz Âdemoğulları ve kızları için bunlardan çok daha yüksek duyguları ve dürtüleri içermekte ve hayatımızı renklendirmektedir. Bu duygu ve dürtüler filmde; kırmızı renkle ( sinemada genellikle aşk, sevgi, romantizm, cinsellik, şehvet gibi kavramlara atfen kullanılan bir semboldür ) ve çikolata ile vurgulanmıştır.


Nasıl ki; sinema ve tiyatro gibi görsel sanatların sergilendiği salonlarda kırmızı renkli perdeler kullanılıyor ve perde arkasında gizlenmiş olanlara merak uyandırıyorsa, ana karakter Vianne’nin sergilediği tutumla doğru orantılı olarak filmde de dinin “katı” kurallarıyla bastırılmış veya yok sayılmış bu duygular, her bir film karakterinde zamanla gün yüzüne çıkmıştır. Vianne’nin sergilediği “din karşıtı” tavır ve söylem, film içerisinde “Senin Tanrın kör!” repliğiyle ve filmin sonunda Belediye Başkanı Comte’un, çikolataların sergilendiği vitrinde çikolatalara hunharca saldırdıktan sonra onları yerken uyuyakalmasıyla galip gelmiştir.


Peki gerçekte bu çarpışmanın galibi kim olmalıdır? Siyah – Beyaz mı? Yoksa kırmızı mı? Ne yani gri olamaz mı?


Keyifli Seyirler Dilerim


Emre Özer

127 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Yazı: Blog2 Post
bottom of page