Düzlükler, yokuşlar, sarp kayalıklar var etrafımızda. Bir aşağı, bir yukarı da olsa hayat, düz bir çizgidir, uzaktan bakana…
Zaman durmuş, hareket sonlanmış, hayat devam edemiyorsa; işte, içerisindesin “an” denilen zaman parçasının. Belki de budur sonsuzluk; belki de son olmasaydı ben de olmayacaktım; kim bilir?
Ama doğumla başladı mucize. Hayatsa; sayısı belirsiz basamakları olan bir merdiven… Küçücük, savunmasız ve çıplakken başlayacaktı tırmanmaya, tek tek çıkılan her basamakta, yavaş yavaş değişecek, gelişecek ve değiştirecekti insan. Nitekim sonu olmasaydı o da olmayacaktı. Var oluşunun şartı gibi, kendisi de sınırlar koyamasaydı, anlamı kalmayacaktı hayatının. İşte bu yüzden, kavranacak ve anlayacak ne varsa, sınırlar çizdi etrafına; belki emin olmak, belki de bilinmeyenden korktuğu için. Kimi sert, kimi aşılmaz, tanımlar, kurallar, örf ve adetler, merasimler ve törenler… Harcını kendisinin kardığı daha birçok set ve duvarlar.
Ucu görünmeyen sona aldırmadan, birer birer tırmanırken basamakları; adım attı umutların ve hayallerin dünyasına, insan. Kendi çizdiği sınırlar içinde hep yukarı bakarken neden dönecekti ki arkasına? Deklanşörün başındaki adama umut dolu, kaygısız poz verirken, hayatı donduracaktı en mutlu anında. Zaten yalnız çekilmezdi sıkıntılar… ne anlamı kalırdı ki, paylaşılmayınca. Birbirine eş, sırdaş ve yoldaş olmak, bir de sıcak bir yuva vardı aklında. Hayat böyle işte; birileri basamakları bir bir çıkarken, birileri de bitirmek için inmekteydi aşağıya.
Ucu görünen sona yaklaşırken, aşağı doğru rahatlamıştı basamaklar; ne var ki, yukarı çıkarken yorulan insan; tüm gücünü harcamış, gözü kesmiyordu vesselam. Henüz savunmasız ve acizken başlayan yolculuk, yeniden dönüşecekti acziyete. Haydi, son bir basamak… işte bak ben de geliyorum; birazdan kavuşacaksın ebediyete. Evet, doğumla başladı mucize. Hayatsa, sayısı belirsiz basamakları olan bir merdiven... Sanki hiç bitmeyecek, sonu gelmeyecekmiş gibi gelir insana. Oysa hayat, kısacıktır sona yaklaşana. Tedirgin ve korkak bakışlarla bakarken son basamaklara, elbet mutlu olmalıydı insan, elinden tutacak birileri varsa yanında.
Hasan Algül
Komentáře